Allah’ın bize verdiği en büyük nimet olan hayat, sürekli bir yenilenme ve değişim sürecidir. Bu süreç, her birimiz için bilinmezliklerle dolu bir serüvendir.

Yaşadıkça yeni ve karmaşık olaylarla karşılaşırız. Birçok belirsizlik içinde yolumuzu bulmaya çalışırken çoğu zaman kendimizi yıpratırız. Oysa bazı şeyleri zamanın akışına bırakmak, sorunların çözümünde en basit ve etkili yollardan biridir.

Günümüzün hayat koşulları, insanları sürekli bir yarışın içine çekiyor: daha iyi bir iş, daha büyük bir ev, daha mutlu bir hayat... Ancak, bu arayış içinde çoğu zaman hayatın basit ama derin anlamlarını göz ardı ediyoruz.

Hayatın getirdiği zorluklar ve mutluluklar iç içe geçmiştir. Yollar dolambaçlı ve mesafe uzundur. Bu yolculukta hem sevinç hem de hüzün bir arada gider. Bu nedenle, biraz esnek olmak ve hayata gülümseyerek bakmak gerekiyor.

Esneklik, değişen koşullara uyum sağlama yeteneğidir. Bu yetenek, yaşamın zorluklarına karşı dayanıklılığımızı artırır. Hayata sevecen bakmak ve gülümsemek, sadece kendimize değil, çevremizdeki insanlara da olumlu yönde etki eder.

Gecenin karanlığı, gündüzün aydınlığıyla dengelenir. Her sabah güneş yeniden doğar ve karanlığı dağıtır. Zorluklar, umutla beklenen güzel anlarla yer değiştirir. Hayatımız gelgitlerle örülmüştür; bugün mutlu iken yarın hüzünlü olabiliriz.
Biliriz ki hayat kendi içinde bir döngüdür. Mevsimler gibi, gece ile gündüz gibi…

Çevremizi temiz ve güzel tutmak önemlidir. İç huzurumuzu korumak için doğanın ve sevdiklerimizin değerini iyi bilmeliyiz. Doğal çevremizi korumak, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımızı olumlu yönde etkiler.

İnanç dünyamızda kadere inanmak vardır. Her insan kendi kaderini yaşar. 
Geriye dönüp baktığımızda, her şeyi dert etmenin ne kadar anlamsız olduğunu anlarız.

Sevgi tohumları ekmek ve kin ile nefretten uzak durmak, bize daha huzurlu bir yaşam sunar. Küçük bir tebessüm bile en zor anlarda işleri kolaylaştırabilir. Hayata sevecen bakmak, yaşamın inceliklerindendir. Sevgi dolu bir yaklaşım, insan ilişkilerinde derin ve anlamlı bağlar kurmamıza yardımcı olur. 

Hırçınlık ve kızgınlık ise insanı yaralayan davranışlardır. Atalarımız "Keskin sirke küpüne zarardır" demiştir. Yapılan bir yanlışlık, yeni yanlışlıklar getirir. 
Bazen fevri tavır ve davranışlarımızın kendimize zarar vermekten başka sonuç getirmediğini görürüz. 

Çözülemeyen sorunları zamanın akışına  bırakmak iyi bir düşüncedir. Zaman, her şeyi süzgecinden geçirir ve yerli yerine koyar. Zamana bırakmak, hayatın doğal akışına güvenmek demektir.

Hayatı sevgiyle, huzurla ve güvenle yaşamak dileğiyle...

BIRAK,
SAÇLARINI ZAMAN AĞARTSIN

Hayat bir muamma, kusur arama,
Hiç üzme kendini, kafayı yorma.
Hesabı yok bunun, kimseye sorma,
Bırak, saçlarını zaman ağartsın.

Yollar dolambaçlı, mesafe uzun,
Bir arada gider, sevinçle hüzün.
Biraz da esnek ol, gülmeli yüzün,
Bırak, saçlarını zaman ağartsın.

Karanlıktır her yer, gece zamanı,
Gündüzü var günün, bekle o anı.
Havayı temiz tut, süsle mekanı,
Bırak, saçlarını zaman ağartsın.

Yazılmış, yaşarsın, ne ise yazın,
Ardından geliyor, oğlunla kızın.
Vur teline çalsın, inlesin sazın,
Bırak, saçlarını zaman ağartsın.

Dert etme her şeyi, kendini dinle,
Bir vurursan, çarpılırsın, say binle.
Sevgi tohumu ek, yaklaşma kinle,
Bırak, saçlarını zaman ağartsın.

Sen zamana bırak, sorun çözülür,
Bir tebessüm, alır, işi götürür.
Hırçınlık, kızgınlık, ömre törpüdür,
Bırak, saçlarını zaman ağartsın.

PINARCIK ÇEŞMESİ/ S. 27

Yusuf KABUKÇU