Bir dostum, “Türk-Hun Turan Kurultayı için 9-13 Ağustos tarihlerinde Macaristan’a gidelim mi?”deyince hiç düşünmeden kabul ettim. İki arkadaşımızı daha arayarak, hep birlikte hazırlanmaya başladık. Tüm hazırlıklar tamamlanıp Denizli’den yola koyulduğumuzda, eşlerimizle birlikte sekiz kişilik bir grup olmuştuk.
9 Ağustos sabahı İzmir Adnan Menderes Havaalanı'ndan İstanbul Sabiha Gökçen’e, oradan da Budapeşte’ye ulaştık. Öğle saatlerinde vardığımız Budapeşte Havalimanı’nda, otellerimize götürecek olan otobüs ve rehberimiz bizi bekliyordu. Kafilenin her bireyinde tatlı bir heyecan vardı. Gençliğimden beri hayallerimi süsleyen TURAN SEVDAM gerçekleşmese de, bütün Türk boylarının temsilcilerini bir arada görmek de az bir şey değildi benim için!
Budapeşte’ye indiğimizde, dört bir yanda kurultaya katılmak için gelen insanlar gördüm. Türkiye’den, Türkistan’dan, Azerbaycan’dan, Kırım’dan, Kazakistan’dan... Bu topraklarda, ortak bir hayal etrafında toplanmış yüzlerce insanla yan yana olma düşüncesi benim için önemli ve heyecan vericiydi.
Denizli’den bile yirmiden fazla arkadaşımız oradaydı. Uçaktaki yolcuların büyük kısmı da aynı amaç için yola çıkan insanlardı.
Budapeşte Havalimanı'na ayak bastığımızda, artık 106 kişilik bir grubun parçasıydık. Daha önce belirlenen buluşma noktasında, bizleri Macaristan Turan Vakfı görevlisi karşıladı. İnsanların gözlerinde tarifsiz bir mutluluk vardı. Tanımadığım yüzlerde bile aynı ışığı görmek, bana büyük bir sevinç verdi. Fedakâr ve idealist bu insanlarla bir arada olmanın tarifsiz hazzını yaşadım.
Otobüslere doluştuk. Kaldığımız otel Budapeşte’ye yaklaşık altmış kilometre uzaklıkta, Kecskemét şehrindeydi. Yol boyunca içimde bir huzur, aynı zamanda büyük bir gurur vardı. Yıllardır sadece hayallerimde yaşayan Turan ideali, burada somut bir gerçeklik kazanmıştı. Bu yolda adım adım ilerlerken, hayatım boyunca hatırlayacağım bir deneyimin içinde olduğumu biliyordum.