Geçtiğimiz günlerde çok sevdiğim bir ağabeyimin yüzündeki mutluluğu gözlemledim. Uzun zamandır düşlediği son derece konforlu, güzel bir arabayı almanın heyecanı ve sevinci içindeydi.
Direksiyona geçtiğinde yüzünde beliren gülümseme, onun için mutluluğun ta kendisiydi.
Bu anı hatırlamak için bir fotoğraf çektim. “Artık benim elimde mutluluğun bir fotoğrafı var.” dedim, kendi kendime.
Hani Nazım Hikmet, Abidin  Dino’ya,“ Mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?” diye sormuştu. 
Bu soruya  nasıl bir cevap verdi ya da çizebildi mi bilmiyorum. 
Ben muhatabıma sordum.
-Ağabey mutlu musun? 
Evet cevabı alınca, düğmeye bastım!
Böylece mutluluğun fotoğrafını çekmiş oldum.
Mutluluk, ruhun derinliklerinde hissedilen bir huzur halidir.
Mutluluk satın alınabilir mi? 
Bazılarına göre “ evet “
Ama bazıları, bir şarkının şu sözleriyle cevap verirler.
“Parayla saadet olmaz.”
Para birçok şeyi satın alamaz. 
Bunların başında mutluluk gelir.

Mutluluk, kişinin memnuniyet ve iç huzur duyduğu ve olumlu duyguların ağır bastığı bir ruh halidir.

Mutluluk, kişinin hayatta en çok ihtiyaç duyduğu ve aradığı duygulardır. Hayatımız boyunca tüm koşular, bütün yürüyüşler buna ulaşmak içindir.
Kimileri  için mutluluk, maddi başarılar ve lüks eşyalarla ilişkilidir. Bazıları içinse manevi zenginlikler ve sağlıklı ilişkiler mutluluk getirir. Gerçek mutluluk bu ikisi arasındaki dengeyi iyi kurabilmektir.

Bir başka görüşe göre mutluluğun püf noktası insanın kendisiyle barışık olmasıdır. Bence de mutluluk kaynağı burada saklıdır.

Hayatımızda maddi imkanların sağladığı rahatlıkların yanı sıra, manevi zenginliklerin de önemli bir rol oynadığını unutmamak gerekir. Mutluluğun satın alınabilir bir şey olup olmadığının cevabı, belki de her birimizin kendi deneyimlerinde saklıdır.

Mutluluk satın alınamayacak kadar kıymetlidir. Maddi varlıklar, geçici bir mutluluk sağlayabilir. Örneğin, yeni bir araba, bir ev ya da bir tatil, kişiye anlık bir sevinç ve tatmin hissi verebilir. Ancak, bu tür mutluluk genellikle kısa sürelidir ve yerini yeniden bir boşluğa bırakabilir. 

Belki de mutluluk hayal etmek ve bu hayallerin gerçekleşmesidir.


Yüce dağ başında bir evim olsa
Kar yağsa üstüne, sarsa beyazı
Ocağında ateş her daim yansa
Belki aramazdım, baharı yazı!

Unuturdum bütün sıkıntıları
Yormazdı hayatın ayrıntıları
Silerdim kafamdan takıntıları
Kuşlardan sayardım, ördeği kazı!

Turnalar geçerken ta yükseklerden
Haber getirirdi uzak illerden
Nağmeler düzerdim aşktan sevgiden
Söyler, ağlatırdım, tek dostum sazı!
Süpürürdüm gönlümdeki  enkazı!
Pınarcık çeşmesi/ S.175

Sağlık ve mutluluk dileklerimle…
İYİ HAFTALAR!

Yusuf KABUKÇU