Bugün, 26 Eylül Türk Dil Bayramı. 1932'de Atatürk'ün öncülüğünde düzenlenen Birinci Türk Dil Kurultayı'nın anısına bugün, "Türk Dil Bayramı" olarak kutlanıyor. Bu tarih, Türkçemizin korunması ve geliştirilmesi açısından önemli bir dönüm noktasıdır.

Dil, milletin en büyük zenginliğidir. Millet olabilmenin temel unsuru dil birliğidir; bu birliği sağlayamazsak millet olma vasfımız zedelenir. Geçmişimizi geleceğe taşıyan en değerli mirasımız olan dilimizi yaşatmak, geleceğimizi güvence altına almak demektir.

Atatürk, Türkçenin bağımsızlıkla eşdeğer olduğunu vurgulayarak, “Ülkesini ve bağımsızlığını koruyan Türk milleti, dilini de yabancı boyunduruğundan kurtarmalıdır” demiştir. Ayrıca, “Türk dili, milletin kalbidir, zihnidir” diyerek, dilimizin milletimizin varlığıyla ne kadar iç içe olduğunu ifade etmiştir.

1277'de Karamanoğlu Mehmet Bey’in yayımladığı ferman, Türkçenin devlet dili olarak kabul edilmesinin önemli bir göstergesidir: "Bugünden sonra divanda, dergâhta, bargâhta ve mecliste Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır." Bu ferman, Türkçeye hak ettiği değeri kazandırmış, tarih boyunca verilen mücadelelerin simgesi olmuştur.

Nihat Sami Banarlı, “Türkçemiz, biz Türklerin en büyük kültürel mirasıdır. Onu korumak ve geliştirmek, milletimize ve tarihimize olan en büyük sorumluluğumuzdur” derken, Yahya Kemal de Türkçeye olan sevgisini “Türkçe, benim ağzımda anamın ak sütüdür” ifadesiyle dile getirmiştir. Fazıl Hüsnü Dağlarca ise Türkçemizi “ses bayrağımız” olarak tanımlamıştır.

Türk Devletleri Teşkilatı, yakın zamanda “34 harfli ortak bir Türk alfabesi” kullanma kararı almıştır. Bu gelişme, Gaspıralı İsmail’in “dilde, fikirde, işte birlik” anlayışının bir yansıması olup Türk dünyasındaki dil birliğine katkı sağlayacaktır.

Atatürk’ün başlattığı dil devrimiyle Türkçenin sadeleştirilmesi bugün de büyük önem taşımaktadır. Dilimizi korumak, kimliğimizi korumakla eşdeğerdir. Her Türk, Türkçeyi doğru kullanmalı ve bu kültürel mirası geleceğe eksiksiz aktarmalıdır.

Dil, ilgisizliği kabul etmez; sürekli koruma ve geliştirme çabası gerektirir. Bu anlayışı öne çıkarmak açısından Türk Dil Bayramı, dilimizi hatırlamak ve hatırlatmak için bir vesiledir.

Bu düşüncelerle 26 Eylül Türk Dil Bayramınızı tebrik ediyor, Türk diline hizmet edenlere minnet ve şükran duygularımı sunuyorum.

TÜRKÇE KONUŞ!

Türkçe konuş, Türkçe anlat derdini,  
Baştan sona Türkçe kur düzenini.  
Tanrı buyruğudur, sev milletini,  
Başka sevgilerde aranıp durma!

Türk’e düşman olan kaybolup gider,  
Türk’ün has evladı Türklüğe siper.  
Tarihte gücümüz övgüye değer,  
Başka sevgilere bağlanıp kalma!

Türklük varsa varız, sakın unutma,  
Kökün, özün budur; sakın kurutma.  
Anlamını öğren, dilde sapıtma,  
Türkçe sevgisini unutup bitme!

Ulu bir çınardır, Türklük devrilmez,  
Tarihe renk veren gücü tükenmez.  
Dili var oldukça, adı silinmez,  
Türklükle bütünleş, kaybolup gitme!

Unutursan kimliğini, töreni,  
Küçümsersen konuştuğun dilini,  
Kaybedersin özünü ve benliğini,  
Sen hep var ol, başkalaşma, küçülme!  
(Pınarcık Çeşmesi 2024, S.145)