Değerli Okurlar,

Geçtiğimiz hafta boyunca, 9-13 Ağustos tarihlerinde Macaristan'ın Budapeşte yakınlarında düzenlenen Türk-Turan Kurultayı’ndaki izlenimlerimizi sizlerle paylaştık.

Sıkça duyduğumuz bir söz vardır: "Yediğiniz, içtiğiniz sizin olsun, gezip gördüğünüz yerleri anlatın."

Biz de bu anlayışla, gördüklerimizi ve hissettiklerimizi sizlerle paylaşmak istedik. İlginize teşekkür ederiz.

Paylaşmak, kültürümüzün derinlerine işlemiş, köklü bir değerdir. İnsanlık tarihinin en eski geleneklerinden biri olarak, toplumların gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak paylaşmak, sadece maddi varlıkları başkalarına vermekle sınırlı değildir; aynı zamanda insanları birbirine yaklaştıran, dostluk ve kardeşlik bağlarını güçlendiren bir yoldur. İşbirliği, yardımlaşma ve dayanışma, paylaşmanın ayrılmaz parçalarıdır.

Paylaşmak, gönül zenginliği ve insan sevgisinin bir ifadesidir. Yunus Emre’nin şu dizeleri, bu değeri ne güzel anlatır:

“Gelin tanış olalım, 

İşi kolay kılalım, 

Sevelim sevilelim, 

Dünya kimseye kalmaz!”

Bir toplumun huzurlu, adil ve uyumlu bir yaşam sürdürebilmesi, paylaşma kültürünün benimsenmesi ve yaşanmasıyla mümkündür. Paylaşmak, sadece bir davranış değil, toplumsal bağları güçlendiren bir anlayıştır.

Bu değerin farkına varmak ve hayatımızda uygulamak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük faydalar sağlar. Kur’an-ı Kerim’de de cömertlik ve cimrilik üzerine pek çok ayet yer alır. Cömertlik, sahip olduklarımızı başkalarıyla paylaşma arzusunu ve sevincini ifade eder. Cömert bir insan, malını, bilgilerini, sevgisini ve zamanını paylaşarak hem kendini hem de çevresindekileri mutlu eder. Bu tutum, toplumsal bağları güçlendirir ve dayanışmayı artırır; insanlar arasındaki güveni pekiştirir.

Cimrilik ise, bencillikten kaynaklanan bir tutumdur. Cimri insan, sahip olduklarını saklar ve başkalarından esirger. Bu, kişiyi toplumdan uzaklaştırır ve insan ilişkilerini zayıflatır. Kur’an-ı Kerim’de cimrilik şiddetle kınanır, çünkü cimrilik hem bireysel hem de toplumsal huzuru bozan bir tavırdır.

Paylaşmak ve yardımlaşmak, huzurun anahtarıdır. Bir toplumda insanlar birbirlerinin ihtiyaçlarını gözetir ve karşılarlarsa, o toplumda barış ve güven sürekliliği sağlanır. Paylaşmak, sadece maddi varlıklarla sınırlı değildir; manevi destek, bilgi paylaşımı ve zaman ayırma da yardımlaşmanın önemli unsurlarıdır.

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" hadisi, paylaşmanın önemini en güzel şekilde vurgular. Bu öğüdü dikkate alarak yardımlaşma ve dayanışma bilinciyle hareket ettiğimizde, toplumda barış, huzur ve güven ortamı oluşur; bireyler arasında güçlü bağlar kurulur.

“Bir ekmeği bir dost ile paylaşmak, 

Gönülden gönüle bir yol açmaktır. 

Küçük bir tebessüm ile başlamak, 

İnsanı insana yaklaştırmaktır.”

Unutmayalım ki, "Acılar paylaştıkça azalır, sevinçler paylaştıkça çoğalır!"

Sevgiyle ve dostça kalın, 

Her şey gönlünüzce olsun. 

İyi haftalar!