Türkülerin benim hayatımda ayrı bir yeri vardır. Bir türkü dinlediğimde huzur bulur, varsa o anki kaygılarımı ve olumsuz düşüncelerimi zihnimden uzaklaştırırım. Çoğu zaman en önemli sığınağım türkülerdir.

Diyeceksiniz ki: Bunca dert, bunca sıkıntı varken; millet geçim derdiyle boğuşurken başka bir konu mu yok?
Elbette var. Ama bazen dertleri anlatmanın, yüreklerdeki yükü hafifletmenin başka yollarını da aramak gerekir. “Türküler bunun için var” diye düşünüyorum. Türküler, dertlerimize, sevinçlerimize ve özlemlerimize tercüman olur.

Bir TRT programında sunucunun okuduğu şu dörtlük, türküleri ne güzel tanıtmıştı:
“Seven başka söyler ayrılan başka,
Aşığın boynunu büker türküler.
Genci başka söyler yaşlısı başka,
Kalbimden geçeni döker türküler.”

Türküler, İyi bir sesle söylendiğinde ise bir teselli, bir umut kapısı oluverir. Bugün biraz da türkülerimizin diline, yüreklere nasıl dokunduğuna kulak verelim istedim.

Aşık Veysel’in çok önem verdiğim şu sözü kıymetlidir. Bu sözü yazıma başlık olarak aldım:
“Türk’üz, türkü çığırırız.”
Türk olmak, Türk’e ait bir kültürü gururla dillendirmek ne güzel, diye düşündüm. Aşık Veysel bu düşüncesini şöyle dile getirmiş:
“İstemem dünyanın saltanatını,
Süslü giyimini, Arap atını.
Bilirsem Türklüğüm var kıymetini,
Vatanım, milletim bana kâfidir.”

Kendimi bildim bileli dinleyip mırıldandığım türküler hep olmuştur. Zamanla öylesine ruhuma işlemişlerdir ki her birinde kendimi bulurum. Türküler, yalnızca nağmeleriyle değil, içerdikleri dünyayla da hayatın kendisidir. Her nağmede bir anı, her sözde hayatın bir kesiti hissedilir. Türküler, yıllardır süregelen bir yolculuğun sesleridir.

Türkülerde acı, sevgi, mutluluk ve umut bir aradadır. Neşet Ertaş, “Gönülden gönüle bir yol vardır, görülmez.” derken türkülerdeki o görünmeyen yolu işaret eder. O yol, sevgiyle örülmüş, umutla kaynaşmış bir yoldur. Yine Aşık Veysel, bir türküsünde “Türk’ü seven türkü söyler.” diyerek türkülerin bize ait özel bir kültür taşıdığını anlatır. Her bir türkü, bir insanın ya da bir halkın hikâyesini dile getirir.

Bedri Rahmi Eyüboğlu, “Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım.” derken türkülere duyduğu hayranlığı ve saygıyı ifade etmiştir. Aynı şiirinde şunları da ekler:
“Ah bu türküler, köy türküleri;
Ana sütü gibi candan, ana sütü gibi temiz.”
Köy türkülerindeki içtenlik, hayatın en sade ve gerçek hâlini yansıtır. Her bir türkü, bir duygunun ve bir değerin özüdür.

Neşet Ertaş, bir söyleşisinde: “Türkü söyleyen birini görürseniz, korkmayın, yanına oturun; çünkü kötü insanların türküsü yoktur.” diyor. Onun bu sözü, türkülerdeki saf ve içten duyguyu anlatır. Türküler, yalnızca sevdanın ve mutluluğun değil, aynı zamanda insanlığın her safhasının görüntüsü ve sesidir.

Türküler, geçmişin hatırası olduğu kadar geleceğe dair umutların da seslendirilmesidir. Her türkü, hayatın ayrı bir parçasıdır; her bir nağme bir yolculuk, bir deneyimdir. Zamanla hayatın her anını onlarla anlamlandırırız. Türküler, bir ömrün melodiye dönüşmüş hâlidir ve dinleyenleri kalpten kalbe giden bir yolculuğa çıkarır.

Türküler; Karacaoğlan’dan Pir Sultan Abdal’a, Aşık Veysel’den Neşet Ertaş’a, Aşık Mahsuni Şerif’ten Özay Gönlüm’e kadar nice ustanın günümüze kadar getirdiği bir kültür mirasıdır. Günümüzde de türkülere gönül ve ömür vermiş sayısız ozanımız ve türkülerimiz vardır. Türkülerimize emek veren bütün ozanlarımıza minnettarlığımızı sunuyor; gelip göçenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık ve huzur diliyorum.

Sevenlerine gün boyunca türkülere doyuran TRT Türkü kanalına da bu kültürü en iyi şekilde yaşattığı ve türkü sevenlere ışık olduğu için takdir ve teşekkürlerimi sunuyorum.

TÜRKÜ DERİM!
Türkülerde hayat bulur yüreğim
Can buluyor birdenbire bedenim
Işık saçar dört bir yana gözlerim
Etrafımda cümle âlem şenlenir!

Türkülerle beslenir duygularım
Kaybolur, biter bütün kaygılarım
Duaya dönüşür tüm isyanlarım
Gönlüm başka coşar, sanki dillenir!

“Türk’ü seven, türkü söyler” der şair
Sevmeyenler nazarımda vesair
Sevgiye, hasrete, vuslata dair
Her duyduğum türkü bana haz verir!

Hele türkü desin, gerisi tamam
Türküler olmadan huzur bulamam
Türk’ü sevmeyenle birlik olamam
Ayrı duran sözlerimden incinir!

(Pınarcık Çeşmesi, 2024, S.115)

Dilimizden türküler, kulağımızdan nağmeler hiç eksilmesin.
Sevgi ve selamlarımı sunuyorum.
İYİ HAFTALAR!