Merkez Bankası, Mayıs ayı ödemeler dengesi verilerini yayımladı. Açıklanan verilere göre cari denge Mayıs ayında 1,24 milyar dolar açık verdi, fakat Mayıs ayı itibariyle 12 aylık cari açık 25,2 milyar dolar düzeyine geriledi. Açıklanan verilerin alt kalemlerini okuduğumuzda ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı Mayıs’ta 4,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise Mayıs ayında 3,3 milyar dolar fazla verirken hizmetler dengesi kaynaklı net girişlerin 4,7 milyar dolar seviyesine ulaştığı görülüyor. Seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler ise 3,9 milyar dolar olarak kaydedildi. Cari dengenin negatif gerilemesi pozitif ivmesi devam ediyor. Ortaya çıkan veriler yıl sonu beklentilerine ulaşılacağı yönünde. Cari açığın gerilemesinde dış ticaret dengesi ve hizmetler sektörünün önemli rol oynadığını ifade edebiliriz. Cari açığın seyriyle ilgili yaz aylarında turizm kaleminin nasıl gelişeceği, ekonomideki soğumanın ithalat kalemi üzerinde nasıl etkili olacağı etkili olacak. Bekleyip göreceğiz. 
TÜİK Haziran ayına ilişkin enflasyon verilerini açıklamıştı. TÜİK’in verilerine göre Haziran ayında tüketici fiyatları bir önceki aya göre yüzde 1,64 artış gösterirken yılık bazda yüzde 71,6 oranında artış gerçekleşti. Böylece aylık bazda yılın en yavaş enflasyonu görülürken yıllık enflasyonda ise sekiz ayın ardından ilk kez gerileme gerçekleşti. Bu seyrin artık devam edeceği öngörülüyor. Ana harcama grupları itibarıyla tüketici enflasyonunun kırılımlarını incelediğimizde yıllık enflasyonu en çok besleyen kalemlerin sırasıyla eğitim, konut, lokanta ve oteller olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra toplumdaki geniş bir yelpazeyi doğrudan etkileyen gıda ve alkolsüz içecekler kalemi yüzde 68,08 oranıyla ana harcama grubunda büyük ağırlığa sahip olmaya devam ediyor. Beklentilerle uyumlu olarak yıllık enflasyonda Mayıs ayında yaşanan zirvenin ardından Haziran ayında düşme gerçekleşti. Temmuz ayında ise beklenen zamlar enflasyonda bozucu etkiye neden olabilecek bir faktör olsa da baz etkisiyle birlikte Temmuz ve Ağustos aylarında düşme eğiliminin devam etmesi bekleniyor. Ancak baz etkisi ortadan kalktıktan sonra özellikle Eylül ve Ekim aylarında talebin mevsimsel olarak artacağı dönemde enflasyonun seyri önem arzedecek. Bunun yanı sıra yapılan çeşitli düzenlemelerle perakende satışlarda da gerilemenin belirginleştiği görülüyor. TÜİK’in en son açıkladığı Mayıs ayı ticaret satış hacim endeksi verilerine göre perakende satış hacmi aylık yüzde 0,2 azalırken, yıllık bazda yaşanan yüzde 5,8 artış son iki yılın en düşük artışı olarak kaydedildi. İç talepteki artış riski halen kırılamamış görünüyor, dikkat edilmeli, fakat enflasyon kontrolü açısından seyir pozitif.
Geçtiğimiz haftalarda açıklanan bir diğer veri dış ticarete ilişkindi. Verilere göre Haziran ayında dış ticaret açığı yüzde 21,4 artışla 6,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Haziran ayında ihracat yüzde 10,6 azalışla 18,6 milyar dolar olurken ithalat ise yüzde 4,1 düşüşle 25 milyar dolar olarak kaydedildi. Dış ticaret hacmi ise aynı dönemde yüzde 6,9 oranında gerileyerek 43,6 milyar dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı 5,4 puan azalarak yüzde 74,3 olarak kaydedildi. Yılın ilk altı ayında ihracatta yüzde 2 oranında artış, ithalatta ise yüzde 8,5 oranında azalış görülmektedir. Buna göre ithalattın aşağı yönlü seyrinin devam ettiğini görüyoruz.  Uygulanan para-maliye politikaları, finansman maliyetlerindeki yüksekliğin devam ediyor olması, küresel düzeydeki zorlu koşullar ve takvim etkisi Türkiye’nin ihracatını sınırlayan faktör olarak karşımıza çıkmakta. Dış dengede iyileşme sağlayabilmek için üretim ve ihracattaki yerli katma değerin arttırılıp yüksek teknolojili sektörlere yönlendirmek, ihracatın nitelik yönünden gelişimini sağlayacak üretimin politikalarla desteklenmesi önemli. Cari açıktaki düşüş trendinin dış ticaret kalemiyle desteklenmeye, ihracatın artırılırken ithalatın azaltılmaya devam ettirilebilmesi bir çok ekonomi politikası hedefi açısından çok önemli.
Merkez Bankasınca açıklanan brüt rezervlerde yükselme eğilimi devam ediyor. TCMB’nin en son açıkladığı verilere göre 5 Temmuz haftası itibariyle brüt rezervler 148,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Net rezervlerde ise 39,4 milyar dolardan 43,6 milyar dolara artış kaydedildi. 5 Temmuz haftasında swap hariç net rezervler 18,1 milyar dolar olarak gerçekleştiği görülüyor. Buna göre swap hariç net rezervler tarafındaki belirgin bir iyileşme devam ediyor.
Temmuz ayı faiz kararı ayın 25’inde bekleniyor.  Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Haziran ayında politika faizini beklentilere paralel olarak yüzde 50’de sabit bırakmıştı. Yapılan açıklamalarda aylık enflasyonun temel trendinde önemli ve sürekli bir azalış gerçekleşinceye kadar sıkı para politikasının bir süre daha devam edeceğine yönelik sinyaller verilmekte. Gerek enflasyonun seyri, gerekse diğer veriler gözönünde bulundurulduğunda önümüzdeki toplantıda Merkez Bankasının politika faizini yüzde 50’de sabit tutma yönünde bir karar alacağı tahmin ediliyor.

Prof. Dr. Ersan ÖZ