Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Yönetim Mayıs ayına ilişkin bütçe gerçekleşme verilerini açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı bütçe gerçekleşmelerine göre Merkezi yönetim bütçesi Mayıs ayında 219,4 milyar TL fazla verdi. Yani Kasım 2023’ten sonra ilk fazla (2023 yılında bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 5,4 ile bütçe açığının milli gelire oranı 2003'ten bu yana en yüksek seviyeye çıkmıştı). Fazla veren bütçenin kalemlerini incelediğimizde Mayıs ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 787,7 milyar TL, bütçe gelirleri 1 trilyon 7,1 milyar TL olarak gerçekleşti. Yılın ilk beş aylık (Ocak- Mayıs) döneminde bütçe açığı toplamda 472 milyar TL’ye ulaşmış oldu. Faiz dışı bütçe giderlerinde geçen yılın aynı ayına göre % 106,6 artış görülmektedir. Mayıs ayında faiz giderleri 110,6 milyar TL gerçekleşirken faiz dışı giderler ise 677,1 milyar TL’ye ulaşmıştır. Faiz dışı dengede ise 330,1 milyar TL’lik fazla kaydedilmiştir. Mayıs ayında personel giderleri, geçen yılın aynı ayına göre % 133,6 artarak 204 milyar 32 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu dönemde cari transferler geçen yılın aynı ayına göre % 106,3 oranında yükselerek 310 milyar 849 milyon TL’ye ulaşmıştır. Mayıs ayında mal ve hizmet alım giderleri ise % 76 artışla 59 milyar 519 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Mayıs ayında cari transferlerin en yüksek kalem olduğu görülmektedir. Cari transferler kalemini sırasıyla personel giderleri ve sosyal güvenlik kurumu devlet primi takip etmektedir. Bunun yanı sıra bütçede faiz harcamalarının da yüksek seviyede olduğunu görmekteyiz. Açıklanan verilere göre 2024 yılı merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen ödeneğin yüzde 7,1’i kullanılmıştır. Mayıs ayında bütçe gelirleri tarafında ise en büyük kalem olan vergi gelirlerde % 77,1 orandaki artış dikkat çekmektedir. Vergi gelirlerinin Mayıs’ta 898,4 milyar TL olarak kaydedildiği görülmektedir. Vergi türleri kapsamında değerlendirdiğimizde Mayıs ayında gelir vergisinde % 135, kurumlar vergisinde %58, ÖTV’de % 86,3, BSMV’de % 231,2 ve ithalde alınan katma değer vergisinde % 76 oranında artışın vergi gelirlerini desteklediği görmekteyiz. GİB tarafından basınla paylaşılan 104 sayfalık vergi kanunlarına yönelik mevzuat taslağında çeşitli düzenlemeler ve değişiklikler öngörülmektedir. Kamuoyu birçok açıdan konuyu enine boyun tartışmaya başladı bile. Burada amaçlanan hem fiscal hem extra fiscal. Yani hem kayıtdışı alanlar vergi kapasitesine dahil edilerek kayıtlı ekonomi artırılmaya hemde vergi gelirleri artırılarak bütçenin gelir tarafı güçlendirilmeye, hem yapılacak düzenlemeler hem de 13 mayısta açıklanan tasarruf ve verimlilik paketi düzenlemeleriyle tasarruflar artırılıp giderler azaltılarak bütçe yükü hafifletilmeye çalışılacak. Nihai amaç sürekli fazla veren bütçe.

Ekonomi yönetimi kamuda tasarrufa ilişkin tedbirleri içeren paketi 13 Mayıs’ta açıklamış, ardından 17 Mayıs tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Pakette yer alan fiyat istikrarı, mali disiplin, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşüm gibi tedbirlerin kapsamına giren kalemlerin bütçe üzerindeki etkisini görmek için henüz erken olsa da pakette bulunan görevlendirme giderleri, bina alım ve taşıt kiralama giderlerinde Mayıs ayında azalma görülmeye başlandı. Ancak bütçede giderlerin halen yüksek seyri devam ediyor. Çünkü deprem etkisi bir süre daha devam edecek. EYT sebebiyle yeni emekli olanların mali yükü de gözardı edilemez. Kur korumalı mevduat’ın yükü bütçe üzerinden tamamen kalkınca bir rahatlama etkisi yapacağını ifade edebiliriz. Diğer taraftan kamu harcamalarının etkin şekilde yönetilerek tasarruflu ve verimlilik güdüsüyle tavizsiz sürdürülmesi uygulanan ekonomik programın güçlendirmesi bakımından kritik öneme sahip.

Sayın Bakan Şimşek’in, 'Şimdi güçlü bir dezenflasyon sürecinin eşiğindeyiz. Fiyat istikrarını sağlamak, mali disiplini yeniden inşa etmek, cari açığı azaltmak, yeşil ve dijital dönüşüm dahil olmak üzere yapısal dönüşümü başarmamıza yardımcı olacak güçlü bir programımız var' demeye devam etmesi de önemli. Rakamlara henüz yansımasa da piyasada enflasyon düşüşü algılandı ve satın alınmaya başlandı. Üretim ve hizmetler sektörünü destekleyen tedarik zincirindeki fiyatlarda yaklaşık 3 aydır artış yok neredeyse.

TCMB, Nisan ve Mayıs aylarında sabit tuttuğu politika faizini beklendiği gibi %50’de yine sabit tuttu. Açıklanan karar metninde aylık enflasyonun ana eğiliminde kalıcı bir düşme sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun devam edeceği ifade edilmeye devam ediliyor. Faiz in 50 de sabit tutulması sonrası, borsanın bir nebze yukarı yönlü hareketini bekleyebilir, Altın ve dövizde ise çok çarpıcı gelişmeler yaşanmadığı takdirde stabil kalmasını gözlemleyebiliriz. Altında temmuzun ikinci yarısından itibaren yukarı yönlü ivme bekleniyor. Yıl sonu gram altın için 2800-3000 TL bandı güçlü beklenti.

Enflasyonda yıl sonu hedefi merkez bankasına göre yüzde 40 aşılmayacak, ekonomistlere ve piyasa beklentilerine göre 40-45 bandında gerçekleşecek (katılıyorum). Merkez bankası para politikası da faize duruşunu buna göre ayarlıyor. Enflasyonun üzerinde tutulan politika faizi ile realize bir duruş gösterilmeye çalışılıyor. Enflasyonda kalıcı düşüş sağlandı denildiği an faiz indirimine başlanacak diyebiliriz, ama 2024 için beklemiyoruz. Bu politika uluslararası küresel ekonomik gelişmelerle de doğru orantılı. Örneğin FED 2 hafta önce politika faizini 2,25-5,50 bandında sabit tuttu. Ne zaman faiz indirimine gideceği merak konusu olsa da piyasalar FED’in bu yıl Kasım ve Aralık aylarında iki çeyrek puanlık faiz indirimi fiyatlıyor.

Prof. Dr. Ersan ÖZ