İngiltere’nin bir kasabasında onbir yaşlarında bir çocuk günlük gazete satarak geçimini sağlamaktadır. Yine sıcak bir öğle vakti çocuk dolaşmaktan yorulmuş karnı da aç vaziyet...

İngiltere’nin bir kasabasında onbir yaşlarında bir çocuk günlük gazete satarak geçimini sağlamaktadır. Yine sıcak bir öğle vakti çocuk dolaşmaktan yorulmuş karnı da aç vaziyette bir kapıyı çalar.

Kapıyı orta yaşlı bir bayan açar. Çocuk:

-Teyze gazete alır mısın? diye sorunca,

Kadın gazeteyi alır ve çocuğun yorgun ve bitkin olduğunu görünce biraz beklemesini söyler. Biraz sonra da bir tepsi içinde iki dilim ekmek bir bardak sütle geri döner.

Gazeteci çocuk karnını doyurur. Teşekkür ederek oradan ayrılır. Bir süre sonra kadın rahatsızlanır fakat kasabadaki doktorlar derdine şifa bulamayınca şehirdeki oldukça pahalı sir hastaneye gitmesini orada tedavi olabileceğini söylerler.

Kadın şehirdeki hastaneye gider ameliyatını olur hastaneden taburcu olacağı günü beklerken bir yandan tedavi parasını nasıl ödeyeceğiri düşünür meraklanır üzülmektedir. Bir müddet sonra hemşire elinde zarfla faturayı getirir. Kadın heyecanla faturaya bakar gerçekten yüksek bir rakam çıkmıştır.

Elleri titrek heyecanla rakama bakarken faturaya iğnelenmiş bir küçük not kağıdını fark eder. Faturada şunlar yazmaktadır.

-Bu faturanın bedeli iki dilim ekmek bir bardak sütle ödenmiştir.

Karşılık beklemeden yapılan her iyilik her yardım bir gün karşımıza misliyle ödenmiş olarak çıkacaktır.

“İnsanı kazanırsanız, hayatı kazanırsınız” (03.04.2023)