Artık kelime literatürümüze 4G-4.5G-5G gibi yeni terimler girmeye başladı tabi teknolojinin son sürat ilerlemesi, bizim de her şeyi çok çabuk eskitmemizi sağlıyor.

Artık kelime literatürümüze 4G-4.5G-5G gibi yeni terimler girmeye başladı tabi teknolojinin son sürat ilerlemesi, bizim de her şeyi çok çabuk eskitmemizi sağlıyor.

Daha uzun yıllar öncesi değil, 70’li yıllarda manyetolu telefonları kullanırken, yurtdışı görüşmelerimiz hayal, şehirlerarası görüşmelerimiz, sabah postaneye yazdırdığımız numara ile akşamüstü görüşebildiğimiz zamandan, bugün dokunmatik telefonlarla, bırakın şehirlerarasını,ülkeler arası ile anında görüşebiliyor hatta görüntülü konuşabiliyoruz.

Ülkeler arasındaki savaşları evimizde maç izler gibi naklen izleyebiliyoruz.

Tabii ki bu yenilikler; el süpürgesinden, temizliği kendi kendine yapan dijital süpürgelere, tek kanallı radyolardan binlerce kanallı T.V.lere, önden çevirme ile çalışan otomobillerden anahtarsız çalışan otomatik vitesli kendi kendine park eden arabalara…

Ve bunlar gibi binlerce, saymakla bitmek bilmeyen yeniliklere, kırk elli sene gibi dünya tarihi için çok kısa sayılabilecek bir zaman dilimi içinde görmüş olmamız, teknolojinin çok kısa zamanda nelere kadir olacağını da göstermiş oluyor.

Kısa zaman diliminde bu gelişmenin canlı şahitleri şanslı kuşak da 1945/1970 yılları arasında doğanlardır.

Gelelim yazımın başlığı olan “G”lerin ne anlama geldiğine; her zaman kafamı kurcalayıp çözemediğim 4G,4.5G,5G gibi terimlerin ne ifade ettiği ne anlama geldiğidir.

Yeni öğrendiğim bir örnekle anlatınca kafama daha rahat oturdu.

Yani;

Elimize bir iğne batırdığımızda bunun acısını beynimiz 300 milisaniyede hissedip bize acı duygusunu veriyor.

Bu örneğe göre;

4.5 G’nin hızı, 200 milisaniye olarak tespit ediliyor.

5 G’nin hızı ise 1 milisaniye olarak belirtiliyor.

Yani teknoloji beynimizin algılama hızını çoktan geçmiş oluyor.

Teknolojiyi ve internet hızını artık kafanızda siz düşünün.

İnternette milyarlarca bilgi, formül vs binbir değişik dallardaki bu hafıza nerede bulunuyor veya saklanıyor?

Bu bilgileri de gerekli giriş şifrelerini bulan insan da öğrenebiliyor. Ve bu bilgileri ne yaparsan yap silemiyorsun. Biz sildik diye bilirken bir başka yerden karşımıza çıkabiliyor.

İnsanoğlunun bulmuş olduğu üstün teknoloji de bana sağ ve sol omuzumuzda bulunan KiramenKatibin meleklerinin sağdakinin iyilikleri, soldakinin de kötülüklerimizi yazdığını, kıyamette karşımıza çıkacak inancının ne kadar doğru olduğunu göstermiyor mu?