Bir dost meclisinde birlik beraberlik üzerine ahkâm kesen bir zat-ı muhtereme: "İnsanlara yapmadığınız iyiliği neden onlardan istiyorsunuz?" diye sordum. Şaşırıp kaldı. Sonra: "Eski defterleri karıştırmayalım, olan oldu, biten bitti. Bu saatten sonra önümüze bakalım." dedi. 

Öyle ya, bu saatten sonra önümüze bakmamız lazım (!) Geçmişte olup bitenleri hiç hatırlamadan, sormadan, soruşturmadan, kim haklı kim haksız ayırt etmeden yepyeni bir sayfa açmamız ve her şeyi unutmamız gerekiyor, öyle mi?! Eski defterleri karıştırmayın, diyorlar. Ne diye armudun sapı, üzümün çöpüyle uğraşıp duruyorsunuz? Boş verin, unutun gitsin!.. Rahat etmek istiyorsanız uyum sağlayın; siz de rahat edin biz de... diyorlar. Ne güzel memleket değil mi?! 
                ☆☆☆
Size bir anekdot anlatayım.
Bir köy ağası, yüz tane koyun alıp otlatması için köylüsüne verir. Bir zaman sonra köylü bir kova yoğurt alıp ağanın yanına gelir. Ağa, merhaba bile demeden "Bizim toklular nasıl? diye sorar.
Köylü: Beyim hiç sorma, diyor.
-Hayırdır? 
   Kayadan uçtu baş toklu, 
   Peşinden gitti beş toklu. 
   Dün gece şimşek patladı, 
   Doksan koyunun ödü çatladı. 
   Birini sattık kasaba, 
   Onu katma hesaba. 
   Birini aldı Keloğlan
   Ne sana verir ne bana. 
   Birini kurt yedi 
   (Kendini gösteriyor) 
   Birini de Kürt yedi, diyor. 

Adam küfür müfür ediyor. Getirdiği o yoğurt  kovasını köylünün başından aşağı döküyor. 
Köylü diyor ki:
- Yarabbi çok şükür, yüzümüzün akıyla bunun hesabını da verdik!.. 

Eski defterleri karıştırmayın diyenlerin bu köylüden ne farkı var? Yıllarca yalan söyleyeceksiniz, haksızlık yapacaksınız, adam kayıracaksınız, hakaret edeceksiniz, gönüllleri kıracaksınız, kiriniz  paçanızdan akacak, sonra da hiçbir şey olmamış gibi "Bu saatten sonra önümüze bakalım!" diyeceksiniz, öyle mi?! Hadi canım sen de! "Yumuşak başlı isek kim dedi uysal koyunuz" diye? 

İnsanların birbirini affetmesi büyük erdemliktir. Toplumsal barış için bu kaçınılmazdır. Fakat "akıldan taviz verecek kadar erdemli olmak, insanın kendini çiğneyip yok etmesi"dir. Kindarlığı sevmem, devr-i sâbık yaratılmasını da uygun bulmam. Ancak kendi cürmünü örtmek için muhatabını "aptal" yerine koymak, yapılabilecek en büyük aptallıktır! Daha işin başında size tuzak kuranlar, utanmadan sizden bir de hoşgörü ve maddi destek bekliyorlarsa biliniz ki bu soytarılar,  sizi aptal (!) yerine koyuyorlar demektir. Bu ikiyüzlülüğün nesine güveneceksiniz? 

"Herkes, herkesi affetsin." diyorlar. Çağın muktedirleri hakikaten helalleşmek isteseler, buna hiç bir itirazım yok. Oysa bu adamlar, sadece kendilerini temize çıkarmanın derdine düşmüşler! Helallik dilerken bile insanın bu kadar şeytanileşmesi ne korkunç bir cüretkârlık ve küstahlıktır! Bari helalleşirken samimi olsaydınız, dürüst davransaydınız.  Muhatabınızı aldatarak hiç helalleşme mi olur!!! 

Yarabbi! Aldanmaktan, aldatmaktan ve aldatılmaktan sana sığınırım. La havle vela kuvvete illa billah. Merhabası dürüst dostlara selam olsun. Kalın sağlıcakla.