Buldan’da el işi adeta sanat eseri sayılan fular, peştamal kumaşları 65 yaldın bu yana üreten dokuma ustası Selahattin Kaçanoğlu, Cumhurbaşkanlığı tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” seçildi. Kaçanoğlu’nun kendi formülüyle ürettiği iplikler, tahta el tezgahında sanata dönüşüyor ve dünyanın her yerinden alıcı buluyor.

65 yıllık dokuma ustası, Yaşayan İnsan Hazinesi olmanın mutluluğunu yaşıyor. Atalarından öğrendiği dokumacılıkta adeta bir üstada dönüşen Kaçanoğlu, bildiklerini gençlere anlatmak istiyor. Buldan’daki dokumacılık geleneğinin en seçkin temsilcilerinden biri olan Kaçanoğlu, “Bu ödülün karşılığını vermek zorundayım. Öğrenmek isteyenlere ömrümün yettiği kadar öğretmem lazım. Elimden geldiği kadar yardım etmeye hazırım” diyor.

YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİ SEÇİLEN SELAHATTİN KAÇANOĞLU: BU İŞE AŞIĞIM

Buldan’da 65 yıldır el tezgahında yaptığı Buldan Bezi dokumacılığıyla Kültür ve Turizm Bakanlığının "Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü"ne layık görülen Selahattin Kaçanoğlu, aşığı olduğu mesleğini öğrenmek isteyenlere ömrünün sonuna kadar destek olacağını söyledi.

İlçede çocuk yaştan beri el tezgahında Buldan Bezi dokumacılığı yapan Kaçanoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni'nde, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan aldı.

Ödülünü almanın mutluluğunu yaşayan Kaçanoğlu, el dokuması peştamal, fular ve kumaşları ilçedeki atölyesinde özveriyle dokuyarak mesleğini sürdürüyor. Dünya çapında düzenlenen fuarlara el tezgahıyla katılarak mesleğini tanıtan Kaçanoğlu, öğrenmek isteyenlere el tezgahında dokuma yapmayı öğretmek istiyor.

Kadınlar, KHKD dayanışma toplantısında buluştu Kadınlar, KHKD dayanışma toplantısında buluştu

ÖĞRETMEYE HAZIRIM

Mesleğine aşık olduğunu dile getiren Kaçanoğlu, yaptığı işten dolayı ödül almanın mutluluğunu yaşadığını belirtti. Aldığı ödülün hakkını vermek istediğini, bu yüzden öğrenmek isteyenlere ömrünün sonuna kadar destek olmaya hazır olduğunu anlatan Kaçanoğlu, şöyle konuştu:

"Ben mesleğimi çok seviyorum çünkü bu işe başladığımdan beri yaptığım şeylerden alan kişiler de ben de memnunum. Yeni bir buluş yeni bir icat yapmış gibi yaptığım şeyden haz duyuyorum. Dokuduğum ürünü biri giydiği zaman ya da bir modacı dokuttuğu kumaştan büyük bir kıyafet yapıyor, yapmış olduğu kıyafet benim de ilgimi çekiyor. Dokuduğum kumaş gittiği yerde bir harika oluyor, benim kumaşım bakırsa modacının elinde altına dönüyor. Bundan büyük bir zevk alıyorum. Ben bu mesleğe aşığım. Severek yapıyorum, sevmeden yapmış olsaydım bu başarıya ulaşamazdım. Sevdiğim için başarıya ulaştım ve ödüle layık görüldüm. Bu ödülü hak ederek aldım. Ancak ben de bu ödülün karşılığını vermek zorundayım. Öğrenmek isteyenlere ömrümün yettiği kadar öğretmem lazım. Elimden geldiği kadar yardım etmeye hazırım."

PADİŞAHLARIN GÖMLEĞİ, SULTANLARIN GELİNLİĞİ

65 yıldır el dokuması yaptığını söyleyen Kaçanoğlu, mesleği anne babasından ve ninesinden öğrendiğini belirterek, "Çocukluğumdan beri, 65 yıldır dokuma işi yapıyorum. Dokumacılık çocukluk döneminde çıraklıktan başlıyor. Çıraklık ve kalfalık eğitimizi anne babamızdan, ninemizden aldık. Buldan'ın geçim kaynağı genelde dokumaydı, burada saraylara kumaşlar dokunmuş. Yıldırım Bayezid'in kızının gelinliği, Genç Osman'ın gömleği Buldan'da dokundu. Şal, peştamal, fular ve kumaş dokuması yapıyoruz. Ben desenden çok iyi anladığım için siparişler desenli geldiği takdirde o desenin raporunu çıkarıp, raporu dokuma üzerinde uyguluyoruz ve kumaşı o şekilde dokuyoruz. Bizi duyan, bilen modacılar ve esnaflarla anlaşıp ticaretimizi yapıyoruz." dedi.

EL EMEĞİNİN ÖNEMİ

Mesleğini iş olarak değil de sanat olarak icra ettiğini anlatan Kaçanoğlu, otomatik tezgahlarda dokuma yapıp çok para kazanmak yerine el tezgahında dokuyup bir sanat yaptığını ifade ederek şöyle devam etti:

"Bu ödül isterim ki sanatla uğraşan herkese nasip olsun, herkes alabilsin. Bizim işimiz sanat işi olmuş oluyor. Bu işte sanat ağırlık basıyor. Ben bu işi yaparken sanata ağırlık verdim, hep severek yaptım. Eğer bu işle zengin olmak isteseydim çok zengin olurdum. Çünkü ben bu işi gayet iyi biliyorum, güzel şeyler üretip satıp para kazanabilirdim. Yine yapıyoruz kazanıyoruz ama fabrikasyon işi yapmıyoruz. Çok kazanmak için otomatik tezgahlarla fabrikasyon işi yapmamız gerekirdi. Ancak otomatik tezgahlarla yapınca o iş sanattan çıkıyor. Biz el dokuması yapıyoruz. Mağazamızdaki ve atölyemizdeki el tezgahlarında ürettiklerimizi satıyoruz."

Dünyada el dokumalarına bir geri dönüş başladığını kaydeden Kaçanoğlu, "Dünya çapında bir geri dönüş başladı. El dokuması, el sanatları bitti diyoruz ama dünyada geleneksel el sanatlarına, dokumalarına yönelim var. İlçemizde bütün aileler geçimini dokumadan sağlarken şimdi dokuma bitti." dedi.

Hüseyin ÖZGENÇ

Editör: Ayşe Selçuk Kağ