Ortak Türk Alfabesi ile; DİLDE BİRLİK!

Yıllardır “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne” diye tanımlanan geniş Türk coğrafyasında, Türkçe farklı alfabelerle yazılıyordu. Bu durum, dilde birlik konusunda büyük zorluklar yaratıyordu.

Her bir Türk devleti, kendi tarihsel sürecine göre Arap, Latin ya da Kiril alfabelerini kullanıyordu. Bu alfabeler, yazı dilinde birçok sorun yaratmıştır.

Çeşitli alfabelerin kullanılması, yazı birliğini engelliyor ve Türkçe'nin ses özelliklerini tam olarak yansıtmakta yetersiz kalıyordu. Bu nedenle, Türk devletleri arasında dilde ve yazıda birliği sağlama fikri uzun zamandır gündemdeydi.

Türk akademisi ve Türk Dil Kurumu tarafından 1991 yılından bu yana görüşülen ortak alfabe konusu, Latin alfabesi temel alınarak oluşturulmuş ve 34 harften oluşan yeni alfabe, Türk Devletleri Teşkilatı tarafından tüm temsilcilerin imzası ile yeni Türk alfabesi olarak kabul edildi.

Bu karar, sadece bir yazı sisteminin değişmesi anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, dilde, fikirde ve işte birlik hedefine atılan büyük bir adımı temsil ediyor. Kırımlı Türk düşünürü Gaspıralı İsmail’in (1851-1914) yıllar önce hayalini kurduğu "dilde birlik" düşüncesi, bugün gerçeğe bir adım daha yaklaştı. Gaspıralı, dilde birliği bir medeniyet projesi olarak görüyordu. Ona göre, ortak bir dil, ortak bir kültür ve ortak bir gelecek inşa etmenin en temel yapı taşlarından biriydi. Bugün atılan bu adımla, Türk dünyası kültürel ve siyasi birliğe daha da yaklaşmıştır.

Tarihsel süreçte Türkler, Orhun Yazıtları’nda olduğu gibi kendi alfabeleri GÖKTÜRK alfabesini kullanarak yazı dili oluşturmuştu. Daha sonra, farklı medeniyetlerle etkileşim sonucu Arap, Latin ve Kiril alfabelerini benimsemişlerdi. Ancak bu alfabeler, Türkçe'nin zengin ses özelliklerini tam anlamıyla karşılamıyordu. Farklı alfabelerle yazılan bir dil, zamanla bölünmelere ve anlaşmazlıklara yol açmıştır. Dilde birlik olmadan, kültürel ve siyasi birliğin sağlanması da zordu.

Ortak Türk alfabesi sayesinde, 300 milyondan fazla insanın ana dili olan Türkçe, artık tek bir çatı altında toplanacak.

Bu adım, sadece bir yazı reformu değil, aynı zamanda dilin bütünlüğünü koruma, kuşaklar arası iletişimi güçlendirme ve kültürel değerleri yaşatma anlamına geliyor. Ortak alfabe, Türk dünyasında iletişimi kolaylaştıracak. Ticaret, sanat, siyaset ve eğitim gibi birçok alanda iş birliği artacak.

Yeni alfabe, Türkçe'nin fonetik yapısına uygun olarak tasarlanmış. Her harf, dilin tüm ses özelliklerini en iyi şekilde yansıtıyor. Türk devletleri arasındaki tarihî bağlar ve kültürel yakınlık, ortak bir alfabe ile daha da güçlenecek. Genç nesiller bu alfabe ile yetişecek. Böylece, dilde birlik projesi kalıcı ve sürdürülebilir olacaktır.

Ortak alfabe, sadece dilde birliği değil, fikirde ve işte birliği de sağlayacak. Türk devletleri arasındaki kültürel, ekonomik ve siyasi ilişkiler daha da gelişecektir. Turan coğrafyasında, dilin birleştirici gücüyle yeni bir dönem başlayacak. Bu hareket, Türk dünyasının ortak geleceği için atılan önemli bir adım olarak tarihe geçecektir.

Gaspıralı İsmail’in “dilde, işte ve fikirde birlik” düşüncesi, şimdi ortak alfabe ile çok daha mümkün hale gelecektir. 

En kısa sürede alınan kararın hayata geçirilmesini bekliyoruz. 

İyi haftalar diliyorum.