Bizim ülke insanımızda büyük bir başarı krizi var. O da şundan kaynaklanıyor.
- İsteklerimiz İsviçre standardında, ama yeteneklerimiz Pakistan standardında.
- Tüketirken Amerikalı gibi tüketiyoruz her şeyin en iyisini istiyoruz ama üretirken Meksikalı gibi kaytaracak yer arıyoruz.
- Beklentilerimiz Maksimalist ama Becerilerimiz Ortalamada.
Dolayısıyla beklentilerimizle becerilerimiz, hayallerimizle gerçeklerimiz arasındaki bu boşlukta bir gerilim üretiyoruz. Ondan gerginiz. Ondan moralsiziz. Ondan şikayetlerimiz oluyor.
- Hayaller NEW YORK hayatlar NEVŞEHİR.
Bu boşluğu kapatmanın iki yolu var.
Ya becerilerimizi artıracağız ve beklentilerimizin seviyesine çıkartacağız. Ya da beklentilerimizi aşağı çekeceğiz, becerilerimizin seviyesine getireceğiz.
Diğer bir sorunumuz da her şeyi biliyor olmamız.
Hani ne derler “Amerika Başkanı merdivenden çıkarken sakız çiğneyemez.”
Ama biz de öyle mi otomobilimizi kullanırken, ağzımızda sakız, dudaklarımızda sigara bir yandan vites değiştirip bir yandan telefonla konuşur, gerekirse camı açar, yandaki araca laf atabiliriz.
Eve bir usta getirelim; ertesi gün su yine akar. Tekrar ustayı çağırdığımızda öyle bir savunma yapar ki çağırdığımıza bin pişman oluruz.
Ben yıllardır insanlarla çalışıp, yönettim. Bizim yurdum insanının kurnazlık bakımından bir sorunu yok. Şeytanın pabucunu ters giydiririz. Eksikliğimiz maalesef AHLAK’tır. Bunu ticarette, eğitimde, sporda, siyasette, dindarlıkta her kesimde görebiliriz. Türk Milleti’nin daha ileriye gidebilmesi için iyi bir AHLAK’a, İYİ BİR EĞİTİME ÇOK BÜYÜK ihtiyacı vardır.
Yazımı birkaç güzel söz ile bitireyim.
- Türkiye’de her şey olursunuz ama; asla rezil olmazsınız.
- Yolsuzluğa yol açarsanız; yoksulluğa yol açarsınız.
- İnsanlar paranın arkasından o kadar hızlı koşuyor ki; Ahlak’ın arkadan yetişmesi mümkün değil.
- Güçlünün Adalet’i mi? Adalet’in mi gücü olmalı? (04.05.2023)