Denizli Sağlık Platformu’nu oluşturan sivil toplum kuruluşları, Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilmesi beklenen Aile Hekimliği Sözleşmeleri hakkında yönetmelik üzerine basın açıklamasında bulundu. Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen toplantıya; Denizli Tabip Odası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Denizli Aile Hekimleri Derneği (DAHED), Hekim Birliği Sendikası Denizli Şubesi, Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Denizli Şubesi, Genel Sağlık İş Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Denizli Şubesi, Türk Sağlık-Sen Denizli Şubesi, Denizli Eczacı Odası ve Denizli Diş Hekimleri Odası temsilcileri katıldı.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç; “Çalışma koşullarını dolayısıyla sağlık hizmetlerini daha kötü hale getirmektedir. Bu taslak aile hekimlerinin aldığı ücreti düşürmeyi, aile hekimliği merkezinin bakımı için ayrılan bütçeyi azaltmayı amaçlamakta. Sağlık sisteminin bütün yapısal sorunlarını aile hekimlerine sopa göstererek çözme arayışı, gerçeklerden uzak aciz bir yaklaşımdır. Aile hekimlerini bütün meslek hayatları boyunca, huzurlu bir çalışma ortamına sahip olamayacaklardır. İki yılda bir işsizlik tehdidi altında tutularak, gerçek bir sağlık hizmeti vermeye değil, popülist bir gösteriye zorlanmaktadırlar. Sahada çalışanları temsil eden dernek ve sendikalarla ile istişare edilmeden ben yaptım oldu zihniyeti ile yapılan çözümler sağlık hizmetlerini daha geri götürmekten, çalışanlarını küstürmekten başka işe yaramamaktadır. Bugüne kadar üretilen çözümlerin sonuçları ortadadır” ifadelerini kullandı.
ANKARA’DA MİTİNG YAPILACAK
2022 yılında birinci basamak sistemine 340 milyon başvuru yapıldığını belirten Prof. Dr. Ardıç; “2. ve 3. basamakta bu sayı 540 milyondur. Sağlık hizmetine ulaşmak zorlaşmıştır. Kaliteli sağlık hizmeti için insanların kendi bütçelerinden harcadıkları para artmıştır. Sağlık Bakanlığı lüks binalara dev hastanelere büyük bütçeler ayırırken, temel sağlık hizmetlerine mütevazi bütçeler ayırmakta, olanı da nasıl keserim diye çalışma yapmaktadır. Aile hekimliği temelinde yapılacak bu değişiklik bütün halkımıza zarar verecektir. Bu yüzden Aile Hekimlerine yönelik çıkarılmak istenen Ceza ve Angarya Yönetmeliği taslağına, zorlaşan çalışma koşullarına, artan şiddete ve muayene/MHRS yüküne karşı hep birlikte mücadele etmek için Denizli Sağlık Platformu olarak herkesi 19 Ekim Cumartesi günü Ankara’da yapılacak olan mitinge katılmaya davet ediyoruz” dedi.
YAPILMASI GEREKENLER
Prof. Dr. Ardıç; yapılması gerekenler hakkında da şunları söyledi: “Sağlık Bakanlığı bürokratlarının sağlık kuruluşlarıyla bir araya gelerek; ‘Bir aile hekimliği sistemi nasıl olmalıdır?’ onun düzenlemesini beraber yapmasıdır. İlk basamak budur. Onun dışında alternatif aile hekimliği sisteminin Türk Tabipler Birliği ya da sağlık sendikaları tarafından hazırlanmakta ve bunların sunulması için çalışmalar yapılmaktadır. Türkiye genelinde bulunan 46 bin aile hekimi bu durumdan etkilenecek. Aile hekimliği, sözleşmeli hekimdir. Bu yüzden her bir sözleşme döneminde bu yönetmeliğe 46 hekim birden tabi olacak. Bunların hizmetten düşmeleri ya da hizmeti aksatmaları durumunda Türkiye’deki sağlık problemlerinde çok büyük bir artış olacaktır.”
“BİZİMLE İSTİŞARE ETMEDİNİZ, BİZE SORMADINIZ”
Yeni yönetmelik iddialarıyla ortada dolaşan taslağı kabul etmediklerini belirten AHESEN 2 Nolu Şube Başkanı Erkan Kaygın, “Bizlerle istişare etmeden çıkardığınız hiçbir yönetmelikten verim alamadınız. Ya açılan davaları kaybettiniz ya da çıkardığınız yönetmelikler iptal edildi. Bizleri de vatandaşı da mahkemeleri de artık sahadan kopuk olarak yaptığınız düzenlemelerle ve yönetmeliklerle yormayın. Aile hekimliği çalışanları olarak iyi aile hekimliği için her türkü desteği vereceğimizi belirttik. Bizimle istişare etmediniz, bize sormadınız. Aile hekimliğinin sahadaki gerçeklerinden uzak bir yönetmelik çıkartmayın. Hala şansımız varken, birinci basamak sağlık hizmetlerinin temeli olan aile hekimliğinin geleceğini birlikte kurtarabiliriz. Yapılan bunca uyarıya rağmen yanlışta ısrar edilirse AHESEN olarak aile hekimlerimizin ve aile sağlığı çalışanlarımızın haklarını korumak için her türlü sendikal ve hukuksal mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz. Aile hekimliğinin şartlarının iyileşmesi için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Yanlışta ısrar edenleri de üyelerimiz adına hesap sormaya devam edeceğiz” dedi.
“YÖNETMELİĞİN KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Denizli Aile Hekimleri Derneği 2. Başkanı Dr. Sinem Gündoğdu ise “Sağlık Bakanlığı’nın şu anda çıkarmaya çalıştığı yönetmelik, sahanın görüşü alınmadan çıkarılmaya çalışılan bir yönetmeliktir. Sahanın içine alınmadığı, sahanın görüşlerinin sorulmadığı bir yönetmeliğin bizler tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. Bu, sadece aile hekimlerini değil, aynı zamanda aile sağlığı çalışanlarını da etkileyecek. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde bir duraksamaya, gerilemeye sebep olacaktır. Şimdiye kadar çıkarılan her yönetmelik, her uygulama, bizler tarafından kabul görmediğinde mutlaka geri dönmüş, mahkemelerce kabul edilmemiş ve Bakanlık bunlardan geri adım atmak durumunda kalmıştır. Yine aynı şekilde olacağını düşünüyoruz. 19 Ekim’deki Ankara’daki mitinge bütün aile hekimlerimizi, aile sağlığı çalışanlarımızı ve tüm sivil toplum kuruluşlarımızı bekliyoruz. Biz sahada ve Ankara’da yalnız kalmayalım. Sesimizi hep birlikte duyuralım” diye konuştu.
“BÜTÜN ÖRGÜTLERLE BİR ARADAYIZ"
Yıllardır çıkarılan yönetmeliklerin, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının faydasına olmadığı belirten SES Denizli Şubesi’nden Selda Sevtap Demirci; “Sağlığı bir pazar haline getiren Sağlıkta Geri Dönüşüm Programı’nın olumsuz etkilerini her yönetmelikte bir kez daha görüyoruz. Bizim nihai hedefimiz; emekliliğe yansıyan güvenceli iş ve emekliliğe yansıyan tek ücret üzerinden olmalı. Hesaplarla ve formüllerle koruyucu hekimliğin yapılamayacağına inanıyoruz. Mevcut yönetmelik de o şekilde. Sağlık Bakanlığı’nın temel hedefi eğer nitelikli bir sağlık hizmeti vermek istiyorsa; öncelikle sağlık çalışanlarının hem fiziki mekan koşullarını hem de çalışma şartlarının iyileştirilmesi yönünde olmalıdır. Ancak bunu sağladığı takdirde koruyucu bir sağlık hizmeti ve nitelikli sağlık hizmeti verebilir. Bizim de bu konuda yönetmeliğe olan itirazımız devam edecektir. Bütün örgütlerle bir aradayız” dedi.