Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş ve arkadaşları tarafından mesleki eğitim veren kurumlarda yaşanan iş cinayetlerinin sebeplerinin araştırılması amacıyla TBMM Başkanlığına verilen araştırma önergesinin görüşmeleri esnasında Saadet Partisi Grubu adına Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün söz aldı. Ün, çocuk işçiliğine yönelik açıklamalar yaptı. Ün, “Çocuk yoksulluğu, çocuk işçiliğini doğuruyor ve yoksulluğun yükü çocuklarımızın omuzlarından düşmüyor. Ülkemizde yaklaşık 1 milyon çocuk işçi var. Bağımsız kaynaklara göre bu sayı 2 milyonu aşıyor. Son 11 yılda 671 çocuğumuzu iş cinayetlerinde kaybettik. En çok çocuk ölümü mevsimlik işçiliğin zirve yaptığı Mayıs-Eylül dönemlerinde tarım ve orman iş kolunda yaşadık. ‘Tarım Mevsimi’ kimi çocuklarımız için ‘Ölüm Mevsimi’ oluyor. Bu iş kolunda bir aile geleneği olarak kısır döngü içinde ortaya çıkan mevsimlik tarım işçiliği nöbetleşe yoksulluğu besledikçe üzerine yıldırım düşen, traktör devrilen, minibüs çarpan, patpat altında kalan çocuklarımız işçi ölümlerinin rütunu olmaya devam edecek. Bunlar tesadüf değil. Kader değil. Türkiye’de emek ucuzladıkça çocuk işçiliği de ülkedeki üretim çarklarını ayakta tutan bir enstrüman konumuna indirgeniyor.
Oysa, Çocuk işçiliği maliyeti en yüksek emektir. Çünkü geleceğimizden çalar” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun verdiği Meclis araştırması önergesi, TBMM'de yapılan oylamada reddedildi.
“Referans noktamız insan hakları olmalı”
Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, ayrıca sosyal medya hesabından da düzensiz göçle ilgili açıklamalarda bulundu. Milletvekili Ün, “Bir konuyu ülke gündemine getirirken maksadımız ülke bekamız ve toplumsal barışımız ise ilk referans noktamız insan hakları olmalıdır. Eğer meselelere salt tehdit algısıyla bakarsak bu, iktidarı insan haklarına mesafeli politikaları nedeniyle eleştirme tavrımızla tutarlı olmaz. Evet, düzensiz göçle kararlılıkla mücadele edelim ama bunu yaparken düzenli göçmenlerin düzensiz göçmene döndürüldüğü hukuksuzların yaşandığı bir ülke olduğumuzu unutmayalım. Evet, düzensiz göç ile mücadele edelim ama cümlelerimizi sarf ederken, o dilin yabancı düşmanlığına kaydığını da unutmayalım. Aksi halde insan haklarından uzak düşünceyle kendine yol bulan ırkçılık vebasına kapılmaktan kurtulamayız.” paylaşımına notunu düştü.