Bir dostum, paylaşım yapmış. Dikkatimi çekti.
27. YATAĞAN BIÇAKÇILIK FESTİVALİ ve KEFE YAYLASI ŞENLİKLERİ.
(2-3-4 ağustos 2024)
Afişte bilinen sanatçılar yanında ilk defa ismini duyduğum sanatçı isimleri de var. Yerel sanatçı ismi de aradım malesef yok. Büyük eksiklik olarak gördüm.
Yerel sanatçılara değer verilmesi, kültürel mirasımızın korunması ve yerel kültür bağlarının güçlendirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle yaz aylarında düzenlenen festivaller, bu sanatçılar için kendilerini tanıtma ve geniş kitlelere ulaşma fırsatı sunan önemli platformlardır.
Festivali kim düzenlemiş, bilemem. Düzenleyenlerin kararıdır, bir şey diyemeyiz. Ancak bir vatandaş olarak, yerel sanatçıların da buralarda yer bulması genel bir talep ve ihtiyaçtır, diyerek görüş bildirmekte bizim değerlendirmemizdir.
Yerel de olsa kendisini yetiştirmiş ve Denizli’ye özgü şarkılarıyla tanınmış sanatçıların bu ve benzeri festivallerde yer bulamaması büyük bir eksiklik olarak görülmelidir. Yerel sanatçılar bulundukları yerin kültürel kimliğini ve geleneklerini yaşatan kişilerdir. Onların festivallere katılımı, sadece kendi tanıtımları için değil, aynı zamanda yerel kültürün korunması ve yaşatılması için de büyük önem taşır.
Festivaller, yerel sanatçıların eserlerini sergilemeleri için bir sahne sağlamanın yanı sıra, yeni bağlantılar kurma ve hayran kitlesi oluşturma şansı verir. Bu tür etkinlikler, yerel ekonomiyi canlandırırken, sanatçılara da eserlerini doğrudan izleyicilere sunma ve geri bildirim alma fırsatı sunar.
Barış Manço, Cem Karaca ekolü olarak da bilinen, Türk folk müziği dalında yıllardır güzel çalışmalarıyla göz dolduran Hurşit TÜRKAY, geçen günlerde Denizli Türk ocağı bahçesinde, gitar, çura ve dombrası eşliğinde, kendi bestelerinden oluşan muhteşem bir konser verdi.
Konser bitiminde sanatçı ile sohbet etmiş, festivallerde ve benzeri organizasyonlarda yereldeki sanatçılara pek yer verilmediği den bahsetmişti.
Halbuki hem sanatçılarımızın halkla buluşmaya ihtiyacı var, hem de halkımız kendi içinden yetişmiş sanatçılarını tanımak ve dinlemek istiyor.
Çalışmalarıyla uzun yıllardan bu yana göz önünde olan Hurşit TÜRKAY, bizlere dinlettiği; Denizli memleket, Şanlı Kızılhisar, Buldan, Tavas, Acıpayam, Kızılcabölük, Gül sultan, Aslım yörük neslim yörük, Türküm ben gibi şarkılarını, Denizli ve çevresi için yazıp seslendirdiği eserlerini geniş halk kitlelerine ulaştırabilmelidir.
Burada iş, festival düzenleyicilerine olduğu kadar, ilgili belediyelere de düşüyor. Belediyeler bu tür organizasyonlarda en az üçte bir oranında yerel sanatçı bulundurma mecburiyetini getirmelidir.
Festival düzenleme komitelerinin, yerel sanatçılara daha fazla önem vermesi ve onları davet etmeleri, sanatın toplum içindeki yerini güçlendirir ve yeni nesil sanatçıların ortaya çıkmasını teşvik eder. Festivallerde yer alan çeşitli sanat etkinlikleri, topluluk içinde kültürel çeşitliliği ve anlayışı artırır.
Bu konuda Yatağan Kefe Bıçakçılık Festivalini örnek göstermem yakın tarihte bu festivalin olacak olmasıdır.
Sözümüz Yatağan’ın şahsında bütün festivale konu olacak ilçe ve beldeler içindir. Olur ya! Belki bu talep doğrultusunda yeni bir değerlendirme de bulunurlar da ilgilileri sevindirirler.
Bu gibi etkinlikler, yerel sanatçıların desteklenmesi ve kültürel mirasın korunması açısından büyük fırsattır.
Yerel sanatçıların festivallere davet edilmemesi, bu fırsatların yeterince değerlendirilemediğini göstermektedir.
Yusuf KABUKÇU