Tarihi, Bizans imparatorluğuna dayanan 900 yıl önce İstanbul’da ortaya çıkan gevrek alt ve orta sınıf için önemli bir yiyecek. İstanbul’da ortaya çıkan gevrek halk tarafından ‘Susam kebabı’ olarak adlandırılırdı. Sabahları yenilebilecek en güzel yiyeceğin gevrek olarak adlandırılması yüzyıllar boyunca devam etti. Osmanlı İmparatorluğunda halk tarafından camilerde yoğurt veya ayranla orucu bozmak için kullanılırdı.

Sopaya dizilen gevrek satıcılarının yerini Cumhuriyet döneminde başının üzerinde tablayla gevrek taşıyıp satan sokak satıcıları aldı. Denizli’de Cumhuriyet dönemi öncesi Değirmenönü mahallesinde simit yapıp satan Rum fırıncı ve değirmenci Yanoş, Denizli’nin en eski gevrekçisi olarak hatırlanıyor. Denizli’de geçen onca yıldan sonra başının üzerinde gevrek tablası taşıyıp gevrek satan 30 yıldır bu işi yapan 11 yaşında gevrekçilige başlayan Metin Karakuş kaldı.

“DENİZLİ’NİN SON TABLALI GEVREKÇİSİ BENİM”

Eski saatler 1.500 TL’den alıcı buluyor Eski saatler 1.500 TL’den alıcı buluyor

Başında 18 kiloluk gevrek tablası taşıyan Metin Karakuş 11 yaşından beri ekmeğini başının üzerinde taşıdığı gevreklerden kazandığını söyleyerek “Ben 30 yıl önce gevrek satmaya başladım. Başımdaki tablaya 30 yıl önce ilk gevrekleri dizip satmaya başladım. Her gün sabah kalkar fırına gider 250 tane gevrek alır, tablama dizer Bayramyeri çevresinde satarım. Ekmeğimi başımın üzerinde taşıdığım gevreklerden kazanıyorum. Bundan 25 yıl önce başının üzerinde tablayla gevrek taşıyıp satan arkadaşlar vardı. Artık kimse başının üzerinde tabla taşıyan gevrekçi göremez. Başının üzerinde tablayla gevrek taşıyıp satan kalmadı. Son başıyla gevrek taşıyan tablalı simitçi benim. Sabah fırından gevreklerimi alır öğleden sonraya kadar satar bitiririm” dedi.

“GEVREK TABLASINI TAŞIRKEN 3 DEFA DEVİRDİM”

Çeyrek asırlık gevrek satıcısı Karakuş “Başının üzerinde kocaman gevrek tablası taşımak denge meselesidir. Bu işe yeni başladığım zamanlarda çok zorluk çektim. Yaklaşık 25 yıl önce 3 defa gevrekleri döktüğüm oldu. Kapalı bir yere girerseniz, çarpıp devirebilirsiniz. Maliyetler artık pahalandı. Geçtiğimiz birkaç yıl önce para kazanırdım. Artık çok para kazanmıyorum. Günlük 6 saat bu zor işi yapıyorum ve 700 TL kazanıyorum” dedi.

“AĞIR TABLA TAŞIDIĞIM İÇİN BAŞ AĞRISI BULDUM”

Başının üzerinde taşıdığı gevrek tablasının ağırlığının 18 kilo geldiğini belirten Karakuş “Ben her gün 6 saat başımın üzerinde bu tablayı taşıdığım için geceleri baş ağrısı çekiyorum. Ağrıyı geçirmek ve rahat uyumak için ağrı kesici ilaç kullanıyorum. Ağrı kesici ilaç kullanmazsam bu işi yapamam. Mecburen ağrı kesici ilaç kullanıyorum. 250 tane gevrek ve tablanın ağırlığı 18 kilogram ediyor. Simit sattıkça, yüküm hafifledikçe ağrım azalıyor. Bu zor mesleği yapmaya iten 5 tane çocuğum olması. Evliyim. Bir tane kızım üniversite okuyor, ona da yardım ediyorum” diye söyledi.

Burak Coşkun

Editör: Ayşe Selçuk Kağ