SİYASET

Denizli Milletvekili Öztürk tasarıyı yetersiz buldu

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuşan İyi Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk; “Bu kanun her ne kadar bazı iyileştirmeler içerse de tüketici haklarını etkin bir şekilde koruma konusunda yetersiz kalmıştır” dedi.

İyi Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun üzerinde söz aldı. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Milletvekili Öztürk, “2003 yılında yürürlüğe giren ve daha sonra çeşitli değişikliklerle güncellenen Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Türkiye'de tüketicilerin haklarını korumayı amaçlayan temel yasal çerçeveyi oluşturmaktadır. Ancak bu kanun her ne kadar bazı iyileştirmeler içerse de tüketici haklarını etkin bir şekilde koruma konusunda yetersiz kalmıştır. AK Partisi hükümetleri Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da bazı değişiklikler yapmış olsalar da bu düzenlemelerin çoğu yüzeysel kalmış ve uygulamalarda karşılaşılan sorunları çözmede etkisiz olmuştur” dedi. Tüketicilerin sıkça karşılaştığı sorunlara karşı kanunun yeterli koruma sağlamadığını ileri süren Milletvekili Öztürk; “Ayrıca, iade süreçleri ve garanti hakları konusunda işletmelerin uygulamaları ile kanunun ruhu arasında ciddi farklar bulunmakta ve tüketiciler bu haklarını etkin bir şekilde kullanamamaktadır. Bu eksikliklerin temel nedeni hükümetin güçlü denetim mekanizmaları kurmamış olması ve kanunun işletmeler üzerinde caydırıcı bir etkisinin olmamasıdır. Özellikle büyük ticari işletmeler tüketici haklarını göz ardı ederek uygulamalarını sürdürmekte, zayıf denetimler ise bu sürecin devam etmesine neden olmaktadır. Son yıllarda özellikle e-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte yanıltıcı reklamlar ve yanlış pazarlama teknikleri tüketicileri ciddi şekilde mağdur etmektedir. Hükümet bu konuda yeterli adım atmamakla eleştirilmektedir. Yanıltıcı reklamlar, tüketiciyi yanlış bilgilendirerek ürün ya da hizmet hakkında gerçeği yansıtmayan bilgiler sunmakta ve tüketiciler bu nedenle zarar vermektedir. Özellikle on-line alışveriş platformlarında tüketicilere sunulan sahte indirimler, kalitesiz ürünlerin ‘Marka’ adı altında satılması ve iade süreçlerinin karmaşıklığı bu sorununun başlıca unsurlarıdır” diye konuştu.

“DENETİMLER YETERSİZ”

Denetim eksikliği ve piyasa gözetimindeki yetersizliklerden de söz eden Öztürk; “Tüketici haklarının korunması yalnızca yasaların varlığıyla değil, bu yasaların etkin bir şekilde uygulanmasıyla mümkündür. Ticari işletmelerin ve hizmet sağlayıcıların tüketici haklarını ihlal ettiği durumlarda devletin etkin bir müdahalesi söz konusu olmamaktadır. Bu durum özellikle küçük ölçekli işletmelerin yanı sıra büyük ölçekli şirketler tarafından suistimal edilmektedir. Tüketici şikâyetleri üzerine yapılan denetimler ya gecikmekte ya da yetersiz kalmaktadır. Denetimlerin yetersizliği, özellikle büyük şirketlerin tüketici haklarını ihlal etme riskini artırmakta ve küçük işletmelerle rekabet etmelerini kolaylaştırmaktadır. Türkiye'de tüketici haklarının korunmasında önemli bir role sahip olan Tüketici Hakem Heyetleri tüketicilerin şikâyetlerini değerlendirmek ve çözmek amacıyla kurulmuştur ancak bu Heyetler ciddi iş yükü ve yetersiz kaynaklar nedeniyle etkin çalışamamaktadır. Tüketici Hakem Heyetleri’nde kararların alınması genellikle uzun sürmekte ve birçok tüketici bu süreçlerin uzaması nedeniyle haklarından vazgeçmektedir” şeklinde ifade etti. Bankacılık ve finans sektöründe özellikle kredi kartı kullanımı ve kredi kullanımı işlemleri konusunda tüketici haklarının sıkça ihlal edildiğini belirten Öztürk, şunları kaydetti: “Bankaların yüksek faiz oranları, hesap işletim ücretleri ve diğer kesintiler tüketicilerin finansal alanda zor durumda kalmasına neden olmaktadır. AK Partisi hükümetleri bu konularda bankalarla iş birliği yaparak, tüketiciyi koruyacak önlemler almaktan ziyade bankaların çıkarlarına yönelik düzenlemeler yapmış ve bu da tüketicilerin mağduriyetine yol açmıştır. Yetersiz yasal düzenlemeler, eksik denetimler ve etkin olmayan tüketici bilinçlendirme politikaları bu süreçte Hükümetin en çok eleştirildiği konular arasında yer almaktadır. Tüketici haklarının korunması yalnızca yasaların varlığıyla değil, bu yasaların etkin bir şekilde uygulanması ve tüketicinin bilinçlendirilmesiyle mümkündür.”