‘Devletin dini adalettir’
Bu sözü anlamakla geçti hayatımız. Adalet neden bu kadar önemliydi! Yaşayarak görüyoruz ki, eğer adalet yoksa devlet de yok, ahlak da yok, millet de yok! Hz. Ömer’in meşhur hikayesini hatırlamakta fayda var.
‘’İkinci halife Hz. Ömer (ra) zamanında, Suriye'deki Şam valisi, kente büyük ve güzel bir cami yapmak ister. Amacı, Şam'daki Müslümanların topluca bir araya gelebilecekleri merkezi bir ibadethanelerinin olmasıdır.
Şam valisi, inşa edilecek olan cami için en uygun yeri belirlemek üzere ekip görevlendirir ve bunlar şehrin her köşesini "alıcı gözüyle" incelerler. Günler süren keşif ve taramadan sonra, cami inşası için en uygun yeri belirlerler. Ondan sonra hiç vakit kaybetmeden toprağa ilk kazmaları vurup inşaata başlarlar. Müslümanlar cami projesine öyle büyük bir aşk ve şevkle girişmişlerdir ki, başından beri bir şeyi hiç akıllarına getirmezler; o şevkten dolayı bir hususu unuturlar: Üzerinde cami inşa ettikleri arsanın bir sahibinin olabileceği ve arsa sahibinden ne arsasının satın alındığı, ne de böyle bir inşaat için izin istendiği.
İşin garabeti şu ki, üzerinde caminin inşa edildiği arsanın mülkiyeti bir Yahudi'ye aittir. Lakin, arsa sahibi Yahudi bir süredir Şam dışında olduğundan, bütün bu olanlardan habersizdir ve cami inşaatı nerdeyse bitmek üzereyken çıkagelir. Ve buna itiraz etmek için, valinin kapısına dayanır! Toprağının gaspedildiğini söyleyen Yahudi, cami yapımının durdurulmasını ister.
Ancak Şam valisi, Yahudi'nin şikayetlerine hak vermekle birlikte, bu kadar emek ve masraf harcanmış olan bir inşaatın durdurulamayacağını söyleyerek bu talebi reddeder ve Yahudi'ye, arsayı değerinin çok üzerinde ücret ödeyerek satın almaya hazır olduklarını bildirir. Fakat Yahudi bu teklife olumlu yanıt vermez, her ne pahasına olursa olsun, arsasını satmaya razı olmadığını ve kesinlikle satmayacağını, üstelik, kendisine ait bir arsa üzerinde cami istemediğini belirtir.
Yahudi'yi ikna çabaları, ona eziyet etme ve sıkıntı verme noktasına varmıştır.
Topraklarının zorla gaspedildiğini, buna karşılık hakkını geri alamayacağını düşünen Yahudi, Şam valisine haber göndererek, "Sizi halife Ömer bin Hattab'a şikayet edeceğim; hakkımı almak için ta Medine'ye gideceğim. İslam halifesi Ömer adaletli bir yöneticidir, inanıyorum ki beni gözetecektir" der.
Yahudi bunu alır ve günler süren bir yolculuktan sonra Şam'a geri döner. Döner dönmez de Şam valisinin huzuruna çıkar. Vali, onun kendisini şikayet etmek için Halife Ömer'in yanından geldiğini bildiğinden, merak içinde beklemektedir. Yahudi, Hz. Ömer'in yanından geldiğini, hakkını aramak için Medine'ye kadar gittiğini söyleyince, Şam valisi, "Söyle o zaman, Ömer sana ne dedi?" diye sorar. Bunun üzerine Yahudi, "Ömer bana tek kelime bile etmedi, hiçbir şey söylemedi. Sadece size şunu gönderdi" diyerek elindeki kemiği Şam valisine uzatır.
Kısa bir şaşkınlık geçiren vali, merak ve hayretle kemiği eline alır ve üzerindeki yazıyı okumaya başlar. Yazıyı okuyan Şam valisinin yüzü kıpkırmızı olmuş, şaşkınlıktan gözleri açık kalmıştır. Kemiğin üzerinde aynen şunlar yazılıdır:
"VALİİİ, VALİİİ! CAMİYİ YIK AMA ADALETİ YIKMA!"
Camiyi yeniden yaparız hep birlikte ama adaleti tesis etmek sanıldığı kadar kolay olmuyor. O yüzden muktedirleredir sözüm: ‘Adaleti yıkmayın, altında kalırsınız!’
(13.01.2023)