BEDAVA HAYALLER

Günümüzde en çok tartışılan konulardan biri de herhalde emeklilik ve yetersiz emekli maaşlarıdır.

Eskiden bir işe giren herkes, bir süre sonra “Bir emekli olsam…” diye hayal kurmaya başlardı. Çünkü emeklilik, huzurlu bir hayatın kapısını aralamak demekti. İkramiye ile bir ev, bir araba alma hayali kurulur, yılların emeğiyle rahat bir yaşam sürüleceği düşünülürdü.

Şimdilerde “Emekli olsam da rahat etsem.” diye düşünen var mı, bilmiyorum.

Emekliliği, çalışma hayatı bitmiş, sorumlulukların azaldığı, keyif sürme zamanı olarak düşünenler var ya da öyle sanılıyor. Ama gerçek hiç de düşünüldüğü gibi değil. Hele sağlam bir birikiminiz ya da ek bir kazancınız yoksa emeklilik yılları hiç de kolay geçmez.

Bugün ortalama emekli maaşları 15-20 bin TL arasında değişiyor. Konuya iyimser bakıp haneye iki maaş girdiğini varsayalım. Kendinize ait eviniz yoksa, kirada oturuyorsanız, maaşın biri doğrudan kiraya ve yakıta gidecektir. Böyle bir durumda geçinmek herhalde epey zor olacaktır. Günümüzde çalışabileceği uygun bir iş bulmak, emekli için büyük bir şans sayılıyor. Üstelik sağlık masrafları, ilaç giderleri, torunlarının eğitimine destek olma çabası da eklenince emeklilik, adeta hayatta kalma mücadelesine dönüşüyor. Eğer tek maaşla ev geçindirmeye çalışıyorsa  durum daha da vahimdir.

Büyük özveriyle ülkesine çalışarak katkı sağlamış, sonunda emeklilik hakkı kazanmış insanlar bir anda “tüketici” olarak görülmeye başlanıyor. Emekli maaşı sanki bir lütufmuş gibi gösteriliyor. Neticede, “acaba emeklileri külfetten mi sayıyorlar” diye de düşünmüyor değilim!

Bugün emekli maaşıyla seyahat edebilmek, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek, torunlarına harçlık verebilmek neredeyse imkânsızdır.
Sözün özü, “şimdilerde emekliye bir dokun, bin ah işit.”
Emeklilerimizin genel durumu budur.

Günümüzde emekliler hayatlarının en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Hayat pahalılığı arttıkça, emekli maaşlarıyla geçinmek daha da güç hâle geliyor. Bir an önce geçimini ve huzurunu sağlayabileceği yeterli maaş ve sosyal destek imkânları sağlanmalıdır. Emeklilik, zorlu bir hayat mücadelesi verilen bir zaman dilimi değil, aksine, hayatın en güzel, en rahat yaşanılan, bir dinlenme dönemi olmalıdır.

Bir sohbet sırasında, hâli vakti yerinde bir emeklinin “Bedavadan maaş alıyoruz, neyimize yetmiyor ki?” demesi büyük tepkilere yol açmıştı.

Oysa asıl bedava olan, yılların emeğini görmezden gelen bu yanlış düşüncedir.
Bedava olan, hakkını isteyen emeklilere tepeden bakmaktır.
Bedava olan, çalıştığı sürede ülkeye katkı sağlamış insanları, kenara çekilmesi gereken fazlalıklar gibi görme anlayışıdır.

Bu tartışmadan yola çıkarak kaleme aldığımız aşağıdaki şiiri, emeklilerle dolu bir şiir etkinliğinde okumuştum. Büyük ilgi görmüş, bir taraftan tebessüm yaratırken birazda düşünmelerine vesile olmuştu.
Affınıza sığınarak sizlerle de paylaşmak istedim.

Sağlıklı günler, iyi haftalar diliyorum.

EMEKLİ DESTANI

(Bir ironidir.)

Sözlerim meydana, alınmayın ha,
Konuşmak bedava, yazmak bedava.
Muhabbet ettik dün bir dostumla,
Söylenmek bedava, nutuk bedava.

Hem havadan hem de sudan konuştuk,
Saatlerce sohbet ettik bedava.
En sonunda bir noktada buluştuk,
Ağlamak bedava, gülmek bedava.

İkide bir kaldırma şu kafayı,
İstiyorsan her şey sana bedava.
Emeklisin, at bakalım havayı,
Susamak bedava, yanmak bedava.

Dedim ki hazırlık oldu mu kışa?
Gerçi su paralı, hava bedava.
İş yapıp yorulma, koşturma boşa,
Şimdi nefes alıp vermek bedava.

Ne işin var senin parayla pulla?
Sabah çık şehire, yürü bedava.
Mağazalar vitrinleri süslenmiş,
Hayali bedava, seyri bedava.

Hayır yemekleri seni beklermiş,
Körüğünü doldur, ye iç bedava.
Kuru ekmek bulur, şükür edersin,
Çöp torbası karıştırmak bedava.

Dibini de yokla, çok şey bulursun,
Ne bulursan götür, hepsi bedava.
Evin mi var! Hemen çık, ver kiraya,
Kızılay’dan iste, çadır bedava.

Doğalgaz, elektrik, senin neyine?
Yerleş boş arsaya, güneş bedava.
Hiç kafaya takma, sorun da etme,
Zenginlik parayla, düşü bedava.

Fakirliği boş ver, yanına gitme,
Düşünmek istersen, o da bedava.
Düşünsene, emekli de olmuşsun,
Emekle gün boyu yürü bedava.

Aranırken bir şeyler de bulursun,
Toplamak bedava, saymak bedava.
Sen bir emeklisin, unutma sakın,
Yaşasan ne olur, ölmek bedava.

Şükür et hâline, madalya takın,
Atınmak bedava, atmak bedava.
Arada bir gürle, söyle bir gazel,
Bağırmak bedava, susmak bedava.

Dilimiz sürçmüştür bu kadar söze,
Nazara gelmesin, düşmesin göze.
Sayfamız açıktır her doğru söze,
Darılmak bedava, kızmak bedava.